Amritsar Katliamı, Jallianwala Bagh Katliamı
Tarihin en acı, insanoğlunun elini kirlettiği ve insanlık için en utanç verici olayı katliamdır. İnsanlığın geçmişi kadar eski olan katliamlar siyasi, dini gibi çeşitli nedenlerle gerçekleştirilir. Bir kişi ya da grup tarafında gerçekleştirildiği gibi katliamlar devlet tarafından da yapılır. Devlete isyan eden veya isyan etmesi beklenen azınlıklar tarihin çeşitli dönemlerinde devlet organları tarafından katliama tabi tutulur. Amritsat Katliamı diğer adı ile Jallianwala Bagh (Calianvālā Bāgh) Katliamı da bunlardan biridir. Amritsat Katliamı (Jallianwala Bagh Katliamı) acımasız bir şekilde kadın, çoluk çocuk ayrımı göz edilmeden binlerce insanın göz kırmadan kurşuna dizilerek öldürüldüğü bir olaydır. Bu yazımızda hem insanlık hem de Hint halkı için elem verici Amritsat Katliamının (Jallianwala Bagh Katliamı) nedirden, Amritsat Katliamının (Jallianwala Bagh Katliamı ne zaman olmuşturdan bahsedilecektir.
Amritsar Katliamı, Jallianwala Bagh Katliamı
Amritsar Katliamı Altın Tapınak kompleksinin yakınındaki Jallianwala (Callianvālā) bahçesinde gerçekleştiği için Hintliler tarafından Jallianwala Bagh katliamı olarak adlandırılır. Amritsar Katliamı (Jallianwala Bagh) gerçekleşmeden önceki siyasi durum oldukça gergin ve karışıktır. I. Dünya savaşından çıkan İngiltere hem İrlanda hem Mısır sorunu ile mücade etmeye başlar. Hindistan ise kendi bağımsızlık mücadelesinde kararlı adımlarla ilerlerken Mahatma Gandi’nin öncülüğünde Hindistan Ulusal Kongresi Partisi giderek güçlenir. 18 Mart 1919’da Hindistan’da sivil özgürlükleri sınırlamak, ülkede büyüyen milliyetçi yükselişi engellemek için halk arasında Rowlatt Yasası olarak bilinen Anarşik ve Devrimci Suçlar Yasası yürürlüğe konulur. Bu önleyici süresiz gözaltının acil durum önlemlerini süresiz olarak uzatan bir yasama konseyi yasasıdır. Toplantı, yürüyüş ve grev gibi hayatın her alanına müdahale etme imkânı veren Rowlatt Yasasıyla birlikte Hintlilerin hayatı daha da zorlaşır. Bunun üzerine Gandhi tüm halkı bu yasaya karşı satyagraha (hakikat gücü) yapmaya çağırır. O, sivil itaatsizlik eylemine şiddet içermeyen sivil itaatsizlik kampanyası ile oturma eylemleri ve grevler düzenler. Faaliyetlere Amritsar halkı da katılır. Amritsar’daki bu eylem ve grevlerden birincisi 30 Mart 1919’da ikincisi 6 Nisan 1919’da yapılır. Amritsar kentinde yapılan bu grevleri bağımsızlık aktivisti Saifudin Kitchlew (1888-1963) ve Doktor Satyapal (1885-1954) organize ederler. Grevler Amritsar ́da herhangi bir kanlı olay yaşanmadan sona erse de dönemin Amritsar komiser yardımcisı Miler Irving bu durumdan rahatsız olur. O, Pencap Eyalet valisi Michael O’Dwyer’den ayaklanma ihtimaline karşı askeri destek ister.
Amritsar’da olayların karışması üzerine Gandhi oraya gitmeye karar verir. Ancak 9 Nisan 1919’da Amritsar’a giderken Gandhi tutuklanır. Amritsar’da Gandhi’nin tutuklanmasına karşı tepki gösteren Hindulara Müslümanların da eşlik etmesi ile olay daha da büyür. Bunun üzerine Pencap eyalet valisi Michael O’Dwyer protestolara cevap olarak Rowlatt yasasını uygulamaya koyar, 10 Nisan 1919’da Kitchlew ve Satyapal ́ı tutuklama emri verir. Vali O’Dwyer olabilecekleri önlemek için Albay Reginald Edward Harry Dyer görevlendirir. 12 Nisan 1919’da da albay Dyer şehirde olabilecek bütün gösteri ve toplantıların yasaklandığını ve askeri idarenin yönetimi devraldığı sıkıyönetimi ilan eder. 13 Nisan 1919 sabahı Albay Dyer halkın akşam sekizden sonra sokağa, izinsiz şehir dışına çıkmasını, şehirde herhangi bir törenin yapılmasını ve dörtten fazla kişinin bir araya gelmesini yasaklayan bir bildiri daha yayınlar. Yasaklara uymayanları uyarı yapılmadan ateş edileceği bildirilir.
Ancak Albay Dyer’ın ilan etti bu kararların hem tüm şehre ulaşmaz hem de halk tarafından bir blöf olarak düşünülür. 13 Nisan 1919’da Jallianwala Bagh bahçesinde hem Vaişākhi festivalini kutlamak hem de Saifudin Kitchlew ve doktor Satyapal tutuklanmasını barışçıl bir şekilde protesto etmek için 10.000 ila 20.000 kişilik bir kalabalığın toplandığını tahmin edilir. Bu bahçe üç-dört katlı evlerin üç metre yüksekliğindeki duvarlarıyla çevrilidir. Ayrıca Sihlerin kutsal mekânı Altın Tapınağ’a yakın dar bir koridordan oluşan tek bir girişi bulunur. Albay Dyer ve Amritsar’ın üst düzey sivil otoritesi Komiser Yardımcısı Irving bu kalabalığın toplanmasını önlemek veya kalabalığı barışçıl bir şekilde dağıtmak için hiçbir işlem yapmazlar. Onların bu davranışı daha sonra hem Dyer hem de Irving’e yöneltilen ciddi bir eleştiri olacaktır.
Albay Dyer başkanlığında 475 İngiliz ve 710 Hintli askerden oluşan birlik ile şehre geldi. Kendisinin yönettiği içinde kırk Gurkanlı ve yirmi beş Baluçilinin de yer aldığı silahlı asker ile hiçbir şekilde uyarı yapmadan Jallianwala Bagh bahçesine girerek ateş emri verir. Müslüman, Sikh ve Hindu’nun yer aldı içlerinde kadınların, çocuklarında bulunduğu binlerce masum insan üzerine on dakika boyunca ateş ederek öldürür. Saldırıdan kaçmak isteyenler bahçenin içinde yer alan kuyuya saklanmaya çalışsalar da başarılı olamazlar. Ateşkes emri ancak mühimmat malzemeleri tükenmek üzereyken verilir. Doğrudan vurulmadan kaynaklanan birçok ölümün yanı sıra, birkaç kişi dar kapılardaki izdihamlarda ezilerek veya çatışmadan kaçmak için yerleşkedeki yalnız kuyuya atlayarak ölür. Nitekim saldırıdan kuyuya kaçar kurtulmak isteyenler yaşanan izdiham nedeni ile hayatlarını kaybederler. Katliamdan sonra bu kuyudan yüzden fazla ceset çıkarıldığı aktarılır. Yine saldırıdan sonra Albay Dyer Jallianwala Bagh bahçesinde kalan cesetlerin ertesi gün yani 14 Nisan günü alınabileceği emrini verir. Bu nedenle katliamın gerçekleştiği alanda cesetlerle birlikte alanda yaralılar da kalmak zorunda kalır. Alandan çıkarılmalarına izin verilmeyen yaralıların birçoğu o gece hayatını kaybeder. Gerçekleşen bu acımasız ve tüyler ürpertici bu olay tarihe Amritsar Katliamı (Jallianwala Bagh) şeklinde geçer. Amritsar Katliamında (Jallianwala Bagh Katliamı) İngilizler iki yüz, Hint milliyetçisi ve bağımsızlık aktivist Svami Şraddhanan’ın Gandi ́ye yazdığı mektupta bin beş kişinin öldüğünü bildirse de kaç kilinin öldüğü hala net olarak bilinmez.
20 Ekim 1919’da Katliamı ve ondan sorumlu olanları görüşmek üzere William Hunter’ın başkanlığında bir komisyon kurulur. William Hunter’ın başkanlık etmesinden dolayı bu komisyon “Hunter Komisyonu” olarak adlandırıldı. Komisyona hazırladığı raporda Albay Dyer yaptığı eylemin toplantıyı dağıtmaktan ziyade Hintlilerin itaatsizliklerini cezalandırmak için olduğunu, elinde daha fazla askeri olsaydı çok daha fazla kişinin ölebileceğini belirtir. Hunter Komisyonu’nda ona neden bu kadar uzun süre ateş etmeye devam ettiği sorusuna
“Görevimin kalabalık tamamen dağılana kadar ateş etmekti. Az ateş etmiş olsaydık bir faydası olmazdı.” şeklinde cevap verir.
Yine ona ateşkesten sonra yaralılara yardım edilip edilmediği sorusuna soğukkanlı bir şekilde şu karşılığı verir:
“Hayır. Kesinlikle yardım edilmedi. Bu benim işim değildi. Hastaneler açıktı ve sağlık görevlileri oradaydı. Yaralılar sadece yardım istemeliydi. Fakat kimse yardım istemedi. Çünkü orada toplanmaları yasal değildi ve bunun için ceza alacaklarını düşünüyorlardı. Eğer yardım isteselerdi onlara yardım etmek için hazırdım.”
Hunter Komisyonu iki yüz sayfalık raporunu 26 Mayıs 1920’de açıklar. Çeşitli siyasi gerekçelerle Albay Dyer’e herhangi bir ceza verilmez. Ancak Komisyon Albay Dyer ile ilgili olarak Jallianwala Bagh ‘da yaptıklarının zorunluluk gerektirmeyen bir hareket olduğu hatta herhangi mantıklı bir kişinin yapılanları gerekli bulmayacağı ve Dyer’ın merhametli bir şekilde hareket etmediği belirtir.
General Dyer 1927 yılında sağlık nedenleriden dolayı ölürken Pencap valisi Michael O’Dwyer 1940 yılında Amritsar Katliamından kurtulan Udham Singh adlı Hintli tarafından Londra’da öldürmüştür. Ghadar Partisi ve HSRA (Hindustan Socialist Republican Association) üyesi olan Hintli devrimci Udham Singh Michael O’Dwyer öldürdükten sonra yakalanmış ve asılarak idam edilmiştir. Günümüzde Udham Hindistan’ın milli bir kahramanı olarak görülmektedir. Her yıl 13 Nisan’da Hindistan’da Amritsar Katliamı (Jallianwala Bagh Katliamı) anılmaktadır. Günümüzde ulusal öneme sahip Jallianwala Bagh anıt bahçesi Jallianwala Bagh Ulusal Anıt Vakfı tarafından yönetilmektedir. Burası müze, galeri ve çeşitli anıt yapılara ev sahipliği yapmaktadır. Duvarlardaki kurşun deliklerinin bir kısmı korunmaktadır. Jallianwala Bagh alanı 2019-2021 yılları arasında yenilenir.
İngiltere Amritsar’da yaşanan Jallianwala Bagh (Calianvālā Bāgh) katliam için hiçbir zaman resmi olarak özür dilemedi. Ancak 2019’da bu katliam hakkında İngiltere başbakanı Theresa May “1919 Jallianwala Bagh’ın trajedisi, İngiliz Hint tarihinde utanç verici bir yara izidir. Kraliçe II. Elizabeth’in 1997’de Jallianwala Bagh’ı ziyaret etmeden önce söylediği gibi, bu Hindistan ile geçmiş tarihimizin üzücü bir örneğidir” diyerek katliamı sadece utanç verici bir yara izi olarak değerlendirdi.
Konuyla ilgili makale : Hüseyin Günarslan “İngilizlerin Hindistan Amritsat Katliamının Sebep ve Sonuçları Üzerine Bir İnceleme”
İzlenebilece Filmler:
Sardar Udham (2021)
Phillauri (2017)
Legend of Bhagat Singh (2002)
Jallian Wala Bagh (1977)